(KUDAKAF’25)

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üniversitemizde Seminer Verdi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üniversitemizde “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” konulu seminer verdi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üniversitemizde Seminer Verdi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üniversitemizde “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” konulu seminer verdi.

Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Iğdır Valisi Ercan Turan, Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Iğdır İl Müftüsü Zahit Demirel, il protokolü, Üniversitemiz akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ı Üniversitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Ardından Üniversitemizin akademik birimleri, fakülteleri, bölümleri mevcut öğrenci sayıları ve ilahiyat alanında yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgi verdi.


Konuşmasında, sekiz yıllık görev süresi boyunca gerçekleştirilen çalışmalara değinen Rektör Alma, “Üniversitemizin öğrenci sayısını 4 binden 15 bine çıkardık. Akademik birimlerimizi genişleterek bölüm sayımızı 70’ten 190’a yükselttik. Lisansüstü eğitim alanında önemli ilerlemeler kaydederek yüksek lisans programlarımızı 80’e çıkardık. Doktora programlarımız başlangıçta bulunmazken şu an 23 farklı doktora programına sahibiz. Ayrıca, Üniversitemizin uluslararasılaşma sürecine katkı sağlayarak, yabancı öğrenci sayımızı 39 farklı ülkeden gelen yaklaşık 1000 öğrenciye ulaştırdık. Özellikle Endonezya ve Malezya başta olmak üzere birçok ülkeden öğrencimiz bulunmaktadır. Bu bağlamda, Iğdır Üniversitesi küresel ölçekte akademik iş birliklerine açık bir kurum haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin son dönemde adından söz ettirecek bir gelişim sergilediğinin altını çizen Rektör Alma, “Fakültemizde toplam 57 akademik personelimizle 4 bölümde bin 670 lisans öğrencimize eğitim veriyoruz. İlahiyat Fakültemiz bünyesinde yine eğitim alan toplam 247 lisansüstü öğrencimiz bulunuyor. Öğrencilerimiz alanında uzman hocalarımızdan aldıkları eğitimlerle geleceğe emin adımlarla ilerliyorlar.” diye konuştu.


“Medeniyetimizde Her Bilim Dalıyla İlgili 8. Yüzyıldan İtibaren Çalışmalar Başlamıştır”

Program Rektör Alma’nın konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş’ın “İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” konulu konferansı ile devam etti.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gençlere yönelik çalışmalara büyük önem verdiklerini belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Gençlerimiz bizim geleceğimizdir. Sizleri ne kadar iyi yetiştirebilirsek, sizlerle gençlik süreniz boyunca ne kadar iletişim içinde olabilirsek kendimizi o kadar bahtiyar hissediyoruz. Sizlere ne kadar iyi rehberlik edersek o derece önemli işler yapacaksınız. İlme talip olarak Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden buraya geldiniz. Her bilim dalıyla ilgili bizim medeniyetimizde 8. Yüzyıldan itibaren çalışmalar başlamıştır. Bu çalışmalar, İslami ilimler alanında, gök bilimleri, yer bilimleri ve doğa bilimleri gibi her alanda zirvede olmuşlardır. Örneğin İbni Sina hem fen bilimleri hem de İslami ilimler alanında önemli çalışmalar yapmıştır. ‘El-Kanun fi't-Tıb’ adlı kitabı hem İslam coğrafyasında hem de Avrupa’da asırlar boyunca okutulmuştur. İbn-i Sina ayrıca önemli bir felsefecidir. El Harezmi olmasa algoritma olmazdı. Algoritma olmadan da bugün bilgisayarı anlayamaz, bilgisayar dünyasında gezinemezsiniz. Ancak Batılılar El Harezmi’yi bozarak Algoritma, İbn-i Sina’yı bozarak Avicenna, İbn-i Rüşd’ü de Averroes yapmışlardır. Platon’u ve Aristo’yu dünyaya tanıtan İbn-i Rüşd’dür. Akşemsettin, Fatih Sultan Mehmet’e sadece Kur’an-ı Kerim ve Arapça öğreten hocası zannediliyor halbuki Akşemsettin Hazretleri bugün en büyük matematikçilerden birisidir. 1500’lü yıllarda Ali Kuşçu astronomi ile uğraşırken 1600 yılında İtalyan Gökbilimci Giordano Bruno astronomi ile ilgilendiği için engizisyon mahkemesi tarafından ateşte yakıldı. 1800’lerde maalesef bizde ilmi çalışmalar durdu. Batı, Müslüman bilim insanlarının çalışmalarını alarak daha da geliştirdi. Peygamber Efendimizin (SAV) ‘Bilgi, hikmet, müminin yitiğidir. Nerede bulursa alır’ hadis-i şerifini burada analım. Batı, bilimde bir yere gelmişse biz onlarla yarışmalıyız. Onlar intihal ve tahrif yapmışlar, dipnot göstermemişler. Biz öyle yapmayalım. Biz onlarla bilim alanında yarışalım. İslam’ın ilim tasnifinde dini ilimler, din dışı ilimler diye bir tasnif yoktur. Tefsir ve hadis ilimleri ne kadar dini ise matematik ve astronomi de o kadar dini ilimdir.” dedi.


“Güzel Ahlakın ve Erdemin En Güzel Örneği Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır”

Konuşmasının sonunda gençlere tavsiyelerde bulunun Prof. Dr. Ali Erbaş, “Hem kendinizin ve toplumun hem de bütün insanlığın iyiliği için şu hususları önemsemenizi özellikle tavsiye ediyorum: İnsani değerlerin, bir arada yaşamanın, güzel ahlakın ve erdemin en güzel örneği Peygambera Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır. Onun hayatını her yönüyle öğrenmeye ve yaşamaya muhtacız. Zira O tanınmadan dostluk bilinemez, vefa bilinemez. Rabbimiz Onu her konuda en iyi örnek olarak tanıtıyor: ‘Şunu biliniz ki sizin için Resulullah’ta en güzel örneklik vardır. Bu açıdan Onu tanımaya gayret edelim. Onu tanımadan güzel ahlak tam anlamıyla anlaşılamaz. İnancı olmayanın geleceği yoktur. İnancınızı sahih bilgiler üzerine inşa etmelisiniz. Bunun için doğru kaynakları devamlı okumalıyız. Rabbimiz ilk emrinde ‘Oku’ diyor ve İkinci inen sure hangi sure biliyor musunuz? Kalem Suresi’dir. Şu mesaja bakar mısınız? Demek ki bu, bizlerin elinden kitap ve kalem eksik olmayacak anlamına geliyor. Kitaba, kütüphaneye, kaleme önem verdiğimiz asırlarda biz, dünyayı aydınlattık ve yine aydınlatmaya devam edeceğiz İnşallah. İslam’ın şefkat, merhamet, hakkaniyet, güzel ahlak ve bir arada yaşama ilkelerini tam olarak özümsemeliyiz. Sonra bu ilkeler üzerine kurulan medeniyetimizi iyi tanımalıyız. İbadetlerimizi ihmal etmeyelim. Biliyorsunuz ki dünya geçici. Ölümün ne zaman geleceği belli olmaz, o yüzden ibadetlerimizi eksik etmeyelim çünkü bizleri güçlendirecek, koruyacak en büyük imkânımız, en büyük koruyucularımız ibadetlerimizdir. İnsanın değeri, peşinden gittiği şeyle ölçülür. İdealiniz, sadece kendinizle ilgili olmasın. Milletimize, insanlığa hizmet etmeyi de idealimize dahil etmeliyiz. Hangi meslekte olursak olalım, gayemiz topluma ve insanlığa hizmet etmek olmalıdır. Bu da bir ibadettir, nafile ibadettir. Farz ibadetlerimizin yanında bunlar da bizim amel defterlerimizi dolduracak nafile ibadetlerimizdir. Gencin süsü, güzel ahlakıdır. En küçük davranışlarınızda bile edep, nezaket, zarafet olsun. Peygamber Efendimiz’in Müslüman tarifinde de bu var: ‘Müslüman; elinden ve dilinden insanların emniyette olduğu, emin olduğu kimsedir’ buyuruyor. Sevgili gençler, ırkını, sülalesini, rengini, coğrafyasını seçmek kimsenin elinde değil ama inancını, ahlakını herkes kendisi tercih eder. Onun için, Allah katında yegâne değer ölçüsü takvadır.  Ne demek takva? En iyi olan demektir. Allah katında en iyi olan, onun emirlerini en güzel şekilde yerine getiren, yasaklarından en iyi şekilde kaçınandır. Bütün imkânlarınızla, bildiğiniz ve yaşadığınız güzelliklerin hayata taşınması için gayret edin. İyiliklerin çoğalması, kötülüklerin azalması için elimizden geleni yapalım. Faydalı çalışmalara katılalım ve iyi işlere destek olalım. İşte o zaman hem kendimiz mutlu oluruz hem toplumumuz huzurlu olur.” şeklinde konuştu.

Program, konferansın ardından hediye takdimiyle sona erdi.



Bu gönderiyi paylaş
Tags